20 Kasım 2007 Salı

halikarnassos


artık halikarnassosluktan çıkalı epey oldu. ancak gene de severim. bu güzel tatil de hepimize çok iyi geldi. yalıkavaktaki amcadan aldığımız topaç hala dönüyor.

tohumdan fidana fidandan ağaca, ağaçtan ormana...


emirgan korusu çok güzel yer. yürüyüş sırasında seveceği geldi kızımın ağacın birini, sarılıverdi mi size!yüz de turşucu suyu oldu mu sana bir güzel. ben de seyreyleyelim hengameyi diyerekten çektim mi resmini! yani emirgan korusunda resmidir devonun.

cool and the gang


işte tapılası rock star!
(ramazan eğlencesinde ayıptır söllemesi...kih kih kih...)

sırmasu

sırmasu ablamla kilyosta. kum oynadık, denize girdik. papates yedik. sırmasu gene gel, oynayalım. gelirken sakız getir.

4 Kasım 2007 Pazar

pazar şakası

anne: bu akşam spartaküs'ü seyredelim mi?
çocuk: anne neden spartabarış değil? kih kih kih...

ben ilkin anlamadım. siz anladınız değil mi?

25 Ekim 2007 Perşembe

26 mayıs 2007 karaköy


karaköy'deyiz. kimsenin bilmediği (benim tanıdığım kimsenin bilmediği) balıkçıda. şimdi s, g, m ve ben biliyoruz kesin. haliçin ağzında. havalar daha yeni ısınıyor. çok güzel bir bahar akşamüstü. eskiden beri tanıdığım biri ile yeni tanışıyor gibiyim. bir insanı sevmekle başlayacak herşey hakikaten. a rose is a rose canım. şerefe!
epey sohbet muhabbet. iki tuvalet turu. sandala binsek mi, düşeriz, düşmeyiz. e peki o zaman. aman kız ağlamasın evde...ne güzel yer burası. bahar güzel olan, arkadaşlık.

psy 101

psikolojiye giriş çalışıyorum. hiç sevmedim bu dersi. insanlık için açtığı ufuklar olduğunu tahmin ediyorum ama bir yandan da aşikarı daha teknik bir dille anlatmak değildir de nedir allasen?

gel gör ki bu ders geçilecek demiş Fen edebiyat fakültesi dekanı. aslında bu ders sayesinde epilepsiyi mesela daha iyi idrak ettim. aklın nasıl çalıştığını ortaya koyabilmek ilk esnada çok çığır açıcı ama sonradan insanlık bilgiyi içselleştirip görmezden geliyor. işte benim halim de budur.

neyse sinir hücreleri, glia, merkezi ve peripheral sinir sistemi ile bunların bileşenleri, vs. vs.

sadece şu bilgi fışkırtması ile azıcık hava atayım: sinir hücresinin bir kısmı olan axon'a nüfuz edip olup biteni anlamak imkansız, çok ince ve küçük birşey. biliminsanının biri mürekkep balığının (squid) axonunun içine nüfuz edilebilecek kadar büyük olduğunu buluyor ve sinir ücresini anlamak adına çığır açıyor. etkiledi beni...descarte'tan taa nereye!

18 Eylül 2007 Salı

iznikte


gecmisdenkalan'da anlattığım orman işçileri ile tanıştığımız çamoluk köyündeyim. arkamda, göremediğiniz iznik gölü 1000 metre aşağıda deniz gibi. sarı saltuk'un mezarına gittim. mezar taşını okuyamadım. bence güzel bir mezar sarı saltuk için: pembemsi bir taş, dört taraf açık. mezar taşı kırılmış, ortasından betonla yapıştırmışlar.

iznik çok güzel bir kent, düşündüklerimle bana olduğundan da güzel gelmiş olabilir.

salyangoz


salyongoz camda sürünür
devrim bakar:"gül müdür?"
anlamanın var bir yolu,
hemen onu ellemeli...

bir koltukta 2 karpuz


karpuz yata yata, evet. fakat ben neden bu sabiyi böyle uyutamıyorum? yetenek işte...

babaannemin saçını bitlerken...


zor uyuyangillerden devrim karakucak babaannesini tatlı uykunun kollarına saçını bitleyerek göndermekte. ben (anne olarak) kimbilir hangi köşede pes etmişim.

oyuncak müzesinde...








geçen kış gittik biz de oyuncak müzesine. soner, ben devrim. devrim de sevdi ama en çok sonerle ben. siz de giderseniz aynı kanıda olacaksınız. oyuncağın müzesi sever onu annesi!

tabi hem ben hem de soner bu mekanda birer resim çekindik yavru kuşla, biz de bir zamanlar çocuk idik diye. soner polo bisikletinin aynını, ben cin ali, aliminyum araba, tranler ve de tahta köpek kısımlarında bağırdım.








12 Eylül 2007 Çarşamba

aşk meşk


bu murat. devrimin talepkar aşığı.


hep sevilmek ister hep sevilmek. kızım da bazen seviyor bazen de meşgul oluyor sevmeye. murat da ya hep ya hiçci. devrim ondan duygusal baskıyı öğreniyor anlayacağınız!

11 Ağustos 2007 Cumartesi

aman doktor


ahmet ve cengiz beyler: devonun hekimleri.








kuzuyu caartlak kebabı gibi tutan baba, evladına oyuncak bebeğini sevmeyi caartlak kebabı gibi de olsa aşılamıştır.
evet, bir zamanlar gözlüklü idi yarim ve de hala da zaman zaman sakallı.



işte böyle. ben de dedim ki "madem çok acılar çektin, kendimi senin yerine koyup yaşadıklarını anlamaya çalışacağım: seviyorum seni."
bakmayın güldüğümüze...

mandal model

mandal model kız bu, tam kıçını burmalık. öptüm öptüm sevdim ben bunu!
bu arada mandal oyunu pek çok anneyi en az bir 15 dakika özgür kılabilir. ben tavsiye ederim. parmağını sıkıştırınca ağlıyor yalnız.


kuşak -1 ile kuşak +1. sıfır noktası olarak kendimi aldım. annem, devroş, ero ve iro! çok güzel di mi hepsi de?

bizde, bu kış. devonun süveteri serpil teyze tarafından örülmüştür. eronun kıyafetlerine de dikkat, bu yaz bize intikal etti!

hamakta


annemin bahçesinde. 2006 haziranı. ali'nin ısırıklarını acı defterine yazmış, dinleniyor devroşkom.

karamürsel sepeti


"böyle poz veriyoruz ama hayvanlara da pek aşina değiliz, gagalamasınlar bizi bey!"
karamürsel, yeliz'in yeri. sene 2006. devo 1,5 yaşında olmalı. pek tomtini, şimdi çırpı çocuk modunda.

9 Ağustos 2007 Perşembe

devrim ve iktidar


cumhurbaşkanlığı seçimi beni çok düşündürüyor. siz oyunuzu kime vereceksiniz? cumhurbaşkanını halk seçmiyor mu? beni kandırmıyorsunuz değil mi? üveeeeeee!

ben de yazdım!

bu başlığı belki kimileri tanıyacak: celal bayar anılarını bu başlıkta yazmıştı. benimkinin anılar olmayacağı kesin zira pek çok şeyi unuttum hatta utanacak derecede unuttum. bunun nedenleri tartışılabilir ama burada değil.

uzun zamandır üniversiteden arkadaşım yaseminin www.cemuyurken.blogspot.com adresli blogunu, sardunyanın blogunu takip ediyorum. cok hoşuma gitti bu blog işi, imrendim ama bir yandan da imrenip bir işe başlamaktan ben imtina etmişimdir hep "a, bak benden gördü, yaptı." derler diye. imtina etme sebebimin fasaryalığı karşısında daha fazla da duramayacağım. duyan duysun, kimse duymazsa eş dost duyar. birbirimizi buralardan ağırlarız: bak sen şu dünyanın düzenine!

bin selam dostlar ve dost kalanlar! bendeniz burada neller neller yazacağım kimbilir? ben de merak ediyorum. arkası yarın, sabredemezsem bu akşam. devo uyuyunca!