20 Aralık 2011 Salı

keman

devrim kendi isteğiyle keman çalmayı öğreniyor. birkaç hafta, hızlı öğrenmenin avantajını kullandı. sonra çalışması gerektiğini farketti. biraz bizim hatırlatmamızla, çalışmaya başladı. çalışınca çaldığı hoşuna gitti, bir de bugün öğretmeninden davet almış. keman çalmanın ona getirdiği ilgi hoşuna gitmiş. bilmem keman çalmanın kendisini de seviyor mu, sever mi. onu zaman gösterir ma bir insan kendi ile ilgili olumlu bir bakış açısı böyle ediniyor: kendisi ve yaptıkları diğer insanlar tarafından farkedilip olumlu telkinlerle karşılaşınca. bir insanın hayatında bazı olumlu şeyler üstüste gelir ve o akış insanı nerelere taşır bazen de gözü çıksın tam tersine ( aksi günüdür de kes şunu der anan, okulda da kimse bilmez, lafını da etmez ne çalıp ne ettiğinin) solarsın ve belki de vazgeçersin... toplum içinde yaşamak bunu getiriyor. hem iyi hem de kötü, ama durum bu. ben insanlarla bir arada olmanın, hele de barış içinde olmanın çok iyi birşey olduğuna inanıyorum. hepimiz varoluşumuz ile dikkati hakediyoruz ve umarım bu ilgi hiçbirimizden esirgenmez. bu bağlamda olumsuz ilgi de söz konusu olabilir. aklıma hep precious filmi geliyor. precious olumsuz ilgiden yeterince payını alıyor ama kız buna rağmen öz sevgisini içinde hissedip kendi çocuklarını sevip kollayarak kendi yaralarını da sarmaya çalışıyor, yaşamın içinde kendi hızında yol alabiliyor. onun bu sessiz zaferi beni coşku ile doldurmuş ve onun sayesinde ben de kendimi öyle muzaffer hissetmiştim.

Hiç yorum yok: